Adnan Oktar ve Adnancılar hala belden aşağı vuruyorlar (Atatürk eşcinsel -gay- miydi? şikayeti) |
Bu resmini gördüğünüz arkadaşın adı Ali Tulum
Bendenizi cep telefonumdan aramış "Neden Atatürk'e hakaret edip duruyorsun? Bu hakaretlerinden vazgeç!" demiş ve ben de "Sanane! Ben hakaret ederim. Hakaret etmeye de devam edeceğim. Beni bundan hiçbir kuvvet men edemez." demişim...
O da koşmuş savcılığa ve şikayet etmiş tabii... Aynen yukarıdaki iddialarda bulunduktan sonra, "Hakaret etmeye de devam ediyor." demiş..
Hakaret diye gösterdiği "Atatürk eşcinsel -gay- miydi?" isimli paylaşımımızın içinde şahsıma ait tek bir noktalama işareti bile bulunmadığını ve "Atatürk eşcinseldi" denilmeyip "eşcinsel miydi?" diye sorduğumuzu, bu yazının T.C.'nin kurucularından olan, Lozan'da ülkemizi temsil eden iki numaralı yetkili şahıs olan, İlk sağlık bakanımız olan Rıza Nur'a ait olduğunu, bu söz konusu yazının yüzlerce başka sitede de var olduğunu görememiş...
İnsan görmemek isteyince, görmüyor...İşin ilginç tarafı şu...
Ali'nin avukatı da Ceynun'um...
Aramıza yeni gelenler belki bilmezler, Ceyhun dediğim Ceyhun Gökdoğan... Adnan Oktar çetesinin kıdemli avukatı... Elinde hiçbir somut delil olmamasına rağmen bendenize "suç örgütü lideri" diye dava açıp duran Adnan Oktar grubunun avukatı...
Zaten bu linkini verdiğim twitter hesabından Ali'ye bakarsanız, etrafı hep Adnan'cılar...
Demek ki üç küsur senedir hiçbir açığı, suçu, usulsüzlüğü, yolsuzluğu, çirkin bir hareketi bulunamamış bir insanın, bendenizin, önünü kesmek, sesini kesmek, gerçekleri ispat ederek yayımlamasına mani olmak için iftira ile, yalan ile şikayetlerde bulunmak bu yolun yolcularının genel kabul gösterdiği bir hareket tarzı...
Şimdi ben şerefim, namusum hatta dinim üzerine yemin ederim ki, beni, Ali Tulum adından biri aramadı. Böyle bir görüşme yaşanmadı. Ben bu iddia edilen sözleri söylemedim.
Beni çok geçmiş bir zamanda ismini vermeyen, tehdit eden, küfürler savuran biri aradı ve ben de tarzım gereği ona benden beklediği üslup ile karşılık verdim. Ama ona bile gerekli sertliği gösterirken bu şekilde sözler sarf etmedim.
Bu arada aklıma başka bir şey geldi. Beni yine cebimden arayan, Ceyhun Gökdoğan'ın avukatlık bürosundan aradığını ve isminin Ali olduğunu söyleyen, ben telefonu yüzüne kapatana kadar bir saat on dakika konuştuğu halde bir türlü "Gel etme vazgeç. Anlaşalım" diyemeyen ve laf geveleyip duran arkadaşla bu Ali aynı kişi mi?
Bir de şunu paylaşmak istiyorum sizinle... İsimlerini vermeme müsaade etmiyorlar ama Adnan Oktar'ın yakın çevresinde bulunan gençlerin pek çoğunun aile fertleri aradılar beni... Neler anlatıyorlar göz yaşları içinde, dinledikçe verem olursunuz. Bu guruba katıldıktan sonra, alemin ortasında, kendi annesine ahlaksızlık iftirası atanlar bile var. Zaten bir bakın net ortamında bile Adnan Oktar ve grubunun konu olduğu haberlere, mideniz bulanır...
Kaç defa söyledim, "Bana da iftira atmayın, belden aşağı vurmayın! Delikanlı olun, tutmaz, ters döner." dedim. Dinlemediler.
Bir de savcı hanım, söz konusu yayınımda suç olmadığına karar verince hemen başka bir çete mensubuna dava açtırdılar yine Atatürk'e hakaret iddiası ile... Sanki mahkemeler bu Sabetayistlerin binek beygiri...
Artık iyice mide bulandırmaya başladılar. Üç-beş sabetayist iş adamının paraları ve çocukları ile, gölgesinden korkup sokağa tek başına çıkamayan üç beş mason üstadının himayesi ile bu millete istediklerini yapabileceklerine inanan bu çeteye diyorum ki, GÜCÜNÜZ YETİYORSA AKADEMİ'NİN SESİNİ KESİN! YETMİYORSA SESİNİZİ KESİN VE İFTİRA ATMAYIN.
Çıktılar alıp adliyelere koşarken de doğru düzgün alın. Orasını burasını keserek, manaları kaydırarak çıktı alıp dosya hazırlamayın. Bir şeyi iddia ediyorsanız ispat edin. İspat edemiyorsanız şikayet dilekçelerine varsayımlar ile suçlama ve iftiralar doldurmayın. Bir paylaşım için on farklı dava açmayın. Bu bir suçluluk psikolojisidir ve acziyetinizi gösterir.
Hatta çok bir şeyi ispat edebiliyorsanız çıkıp Sabetayist Didem Ürer'in neden sustuğunu anlatın.
Ismarlama haberler yaptırmayın. Bakın ne oldu? O haberler de tutmadı. Çağırın beni dedim bin defa, hiçbiriniz aramadı. Haydi çağırın beni A9 televizyonunuza hemen bu pazar bir program yapalım. İddia ediyorum siz beni on dakika bile konuşturamazsınız. Zira o kadar çürük temellerle bina dikmeye çalışıyorsunuz ki üflesen yıkılacak...
Devletin her vatandaşa sağladığı haklarınızı siz de kullanın. Yayın yapın, iddia da bulunun, DAVA AÇIN ama doğru düzgün olun. EFENDİ OLUN. DELİKANLI OLUN. BELDEN AŞAĞI VURMAYIN.
Şu koskoca millete tahakküm edercesine bir anlayış içinde olmayın.
Keskin sirke küpüne zarar...
***
Benim kimliğim açık.. Herkes cebimi, adresimi biliyor zaten. Ali Tulum'a bu hususları sormak isteyenler Ceyhun Gökdoğan'ın avukatlık bürosu üzerinden (0212 320 63 68) kendisine ulaşabilirler
| Mehmet Fahri Sertkaya
www.akademidergisi.com
0554 360 56 66
İstanbul/Kartal
Ali Tulum'un Twitter hesabı: https://twitter.com/jalicallevara
Bendenizi cep telefonumdan aramış "Neden Atatürk'e hakaret edip duruyorsun? Bu hakaretlerinden vazgeç!" demiş ve ben de "Sanane! Ben hakaret ederim. Hakaret etmeye de devam edeceğim. Beni bundan hiçbir kuvvet men edemez." demişim...
O da koşmuş savcılığa ve şikayet etmiş tabii... Aynen yukarıdaki iddialarda bulunduktan sonra, "Hakaret etmeye de devam ediyor." demiş..
Hakaret diye gösterdiği "Atatürk eşcinsel -gay- miydi?" isimli paylaşımımızın içinde şahsıma ait tek bir noktalama işareti bile bulunmadığını ve "Atatürk eşcinseldi" denilmeyip "eşcinsel miydi?" diye sorduğumuzu, bu yazının T.C.'nin kurucularından olan, Lozan'da ülkemizi temsil eden iki numaralı yetkili şahıs olan, İlk sağlık bakanımız olan Rıza Nur'a ait olduğunu, bu söz konusu yazının yüzlerce başka sitede de var olduğunu görememiş...
İnsan görmemek isteyince, görmüyor...İşin ilginç tarafı şu...
Ali'nin avukatı da Ceynun'um...
Aramıza yeni gelenler belki bilmezler, Ceyhun dediğim Ceyhun Gökdoğan... Adnan Oktar çetesinin kıdemli avukatı... Elinde hiçbir somut delil olmamasına rağmen bendenize "suç örgütü lideri" diye dava açıp duran Adnan Oktar grubunun avukatı...
Zaten bu linkini verdiğim twitter hesabından Ali'ye bakarsanız, etrafı hep Adnan'cılar...
Demek ki üç küsur senedir hiçbir açığı, suçu, usulsüzlüğü, yolsuzluğu, çirkin bir hareketi bulunamamış bir insanın, bendenizin, önünü kesmek, sesini kesmek, gerçekleri ispat ederek yayımlamasına mani olmak için iftira ile, yalan ile şikayetlerde bulunmak bu yolun yolcularının genel kabul gösterdiği bir hareket tarzı...
Şimdi ben şerefim, namusum hatta dinim üzerine yemin ederim ki, beni, Ali Tulum adından biri aramadı. Böyle bir görüşme yaşanmadı. Ben bu iddia edilen sözleri söylemedim.
Beni çok geçmiş bir zamanda ismini vermeyen, tehdit eden, küfürler savuran biri aradı ve ben de tarzım gereği ona benden beklediği üslup ile karşılık verdim. Ama ona bile gerekli sertliği gösterirken bu şekilde sözler sarf etmedim.
Bu arada aklıma başka bir şey geldi. Beni yine cebimden arayan, Ceyhun Gökdoğan'ın avukatlık bürosundan aradığını ve isminin Ali olduğunu söyleyen, ben telefonu yüzüne kapatana kadar bir saat on dakika konuştuğu halde bir türlü "Gel etme vazgeç. Anlaşalım" diyemeyen ve laf geveleyip duran arkadaşla bu Ali aynı kişi mi?
Bir de şunu paylaşmak istiyorum sizinle... İsimlerini vermeme müsaade etmiyorlar ama Adnan Oktar'ın yakın çevresinde bulunan gençlerin pek çoğunun aile fertleri aradılar beni... Neler anlatıyorlar göz yaşları içinde, dinledikçe verem olursunuz. Bu guruba katıldıktan sonra, alemin ortasında, kendi annesine ahlaksızlık iftirası atanlar bile var. Zaten bir bakın net ortamında bile Adnan Oktar ve grubunun konu olduğu haberlere, mideniz bulanır...
Kaç defa söyledim, "Bana da iftira atmayın, belden aşağı vurmayın! Delikanlı olun, tutmaz, ters döner." dedim. Dinlemediler.
Bir de savcı hanım, söz konusu yayınımda suç olmadığına karar verince hemen başka bir çete mensubuna dava açtırdılar yine Atatürk'e hakaret iddiası ile... Sanki mahkemeler bu Sabetayistlerin binek beygiri...
Artık iyice mide bulandırmaya başladılar. Üç-beş sabetayist iş adamının paraları ve çocukları ile, gölgesinden korkup sokağa tek başına çıkamayan üç beş mason üstadının himayesi ile bu millete istediklerini yapabileceklerine inanan bu çeteye diyorum ki, GÜCÜNÜZ YETİYORSA AKADEMİ'NİN SESİNİ KESİN! YETMİYORSA SESİNİZİ KESİN VE İFTİRA ATMAYIN.
Çıktılar alıp adliyelere koşarken de doğru düzgün alın. Orasını burasını keserek, manaları kaydırarak çıktı alıp dosya hazırlamayın. Bir şeyi iddia ediyorsanız ispat edin. İspat edemiyorsanız şikayet dilekçelerine varsayımlar ile suçlama ve iftiralar doldurmayın. Bir paylaşım için on farklı dava açmayın. Bu bir suçluluk psikolojisidir ve acziyetinizi gösterir.
Hatta çok bir şeyi ispat edebiliyorsanız çıkıp Sabetayist Didem Ürer'in neden sustuğunu anlatın.
Ismarlama haberler yaptırmayın. Bakın ne oldu? O haberler de tutmadı. Çağırın beni dedim bin defa, hiçbiriniz aramadı. Haydi çağırın beni A9 televizyonunuza hemen bu pazar bir program yapalım. İddia ediyorum siz beni on dakika bile konuşturamazsınız. Zira o kadar çürük temellerle bina dikmeye çalışıyorsunuz ki üflesen yıkılacak...
Devletin her vatandaşa sağladığı haklarınızı siz de kullanın. Yayın yapın, iddia da bulunun, DAVA AÇIN ama doğru düzgün olun. EFENDİ OLUN. DELİKANLI OLUN. BELDEN AŞAĞI VURMAYIN.
Şu koskoca millete tahakküm edercesine bir anlayış içinde olmayın.
Keskin sirke küpüne zarar...
***
Benim kimliğim açık.. Herkes cebimi, adresimi biliyor zaten. Ali Tulum'a bu hususları sormak isteyenler Ceyhun Gökdoğan'ın avukatlık bürosu üzerinden (0212 320 63 68) kendisine ulaşabilirler
| Mehmet Fahri Sertkaya
www.akademidergisi.com
0554 360 56 66
İstanbul/Kartal
Ali Tulum'un Twitter hesabı: https://twitter.com/jalicallevara
ÖNEMLİ EK:
Bir bakın Ali Tulum'un Twitter'daki takipçilerine
- Er-dem Er-Tüzün (Bu da dava açtı geçenlerde bana, Sabetayist olduklarını ifşa ettiğim için.)
- Altuğ Berk-er
- Oktar Babuna (Hakkındaki organ kaçakçılığı iddialarına hala somut bir savunma yapamadı. Üzerindeki şüpheleri izale edemedi. Defalarca yalan beyanda bulunduğu ispat edilebiliniyor.)
- Tuba Öy-men
- Ufuk Sar-al
- Hanife Soy-alp
- Murat Er-SAN
- Ozan Sü-ER
- Ayçin Bay-sal
- Ayşe ince-su
- Hakan Bay-Ül-GEN
- Su Er-demir
- Asila Erk-MEN
- Fatma Öz-yılmaz-el
- Zübeyde Genc-er
- Aslı Pek-er
- Züleyha Aslan-bay
- Emir Pek-tan
- Semine Genç-Bay
- Sena Açık-el
- Pelin Yaz-gan
- Hüma Babuna (ABD büyükelçilikleri, Mit, TEM, İsrail ve daha pek çok yer ile sık sık başkalarına kayıtlı cep numaraları üzerinden görüştüğü mahkeme emri ile çıkartılan HTS kayıtları ile ispat edildi.)
- Süleyman Davudoğlu (Gerçek ismi midir bilinmez ama Adnan'ın bazı kitapları da "Süleyman Davud" müstear ismi ile yayınlanmıştır. Yahudiler için de Süleyman ve Davud peygamber ismidir ve kutsaldır.)
- Mina Berk-san
Şimdi, aramıza yeni gelmiş olup da yıllardır anlattığımız bu mevzuları bilmeyenler olabilir. Onlar için özetle yazıyorum:
1- Türkiye'de kendini Türk ve Müslüman olarak gösteren ve bu şekilde Türklerin ve Müslümanların kanını iliğini emen, onlara ihanet eden yaklaşık bir buçuk milyon gizli yahudi mevcut.
2- Bu kitle tek parça değil. Bunların içinde Kürt Yahudisi, Sabetayist, Eşkenazi, Seferad, Tatar Yahudisi, Rus Yahudisi, Kırım Yahudileri, Alevi gözüken Yahudiler, Azeri gözüken Yahudiler, Yörük-Türkmen gözüken ve Türkçü akımların içinde saf tutan Yahudiler ve daha çeşitli klikler var.
3- Sayıca ve tesirce en büyük oranı Sabetayist denilen hain yahudiler teşkil ediyorlar.
4- Adnan Oktar bir Sabetayist Yahudi.
5- Adnan Oktar çetesinin içi ve özellikle çekirdek kadrosu Sabetayist Yahudilerle dolu.
6- Adnan Oktar'ın İslami ve Türkçü söylemleri sadece bir taktik. İslami cemaat kılığında Müslümanları aldatmaya, inançlarını Yahudilik ve İsrail menfaatlerine değiştirmeye çalışıyorlar. İslami cemaat gibi dururken "Süleyman mabedini biz yapacağız" diyebiliyor. Süleyman mabedi denen şey Yahudilerin Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine yapmak istedikleri tapınak.
7- Asıl hedefleri Yahudi menfaatlerine hizmet etmek, Büyük İsrail devletini ve nihayet dünya üzerinde tek bir Yahudi krallığını kurmak.
8- Birbirlerini tanımak için, 1934'te soy adı kanunu çıkınca çeşitli şifreli soy isimleri aldılar. Bunlar genelde -er, -ar, -men, -man, -berk, -ül, -gen, -gan, -bay, -el, -al gibi ekler ihtiva ediyorlar.
9- Bu eklerin kullanıldığı şifreli isimleri ya da soy isimleri ya mana ya da ses/telaffuz olarak İbranice'ye benzetiliyor. Her birerlerinin kendi içlerinde bildiği, kendi içlerinde kullandıkları gerçek İbranice isimleri var.
10- On numara islamcı gözükmeye çalıştıkları halde, hemen hiçbirinin yaşantıları islami değil. Hemen hiç birisi başörtülü değil. Hiçbirinin kadın erkek münasebetleri bile İslami değil.
11- Hemen hemen hiçbirinin ekonomik durumu kötü değil. Çoğunluğu Türkiye'nin zengin Sabetayist ailelerinin fertleri
12- BU MEMLEKETİN GERÇEK SAHİBİ OLAN MÜSLÜMANLAR BUNLARIN ZAN ETTİKLERİ GİBİ AHMAK, KORKAK VE VASIFSIZ DEĞİL.
Daha detaylı bilgi için: www.sabetayistmustafakemalataturk.blogspot.com ayrıca www.GercekAdnanOktar.blogspot.com
| Mehmet Fahri Sertkaya
Bir bakın Ali Tulum'un Twitter'daki takipçilerine
- Er-dem Er-Tüzün (Bu da dava açtı geçenlerde bana, Sabetayist olduklarını ifşa ettiğim için.)
- Altuğ Berk-er
- Oktar Babuna (Hakkındaki organ kaçakçılığı iddialarına hala somut bir savunma yapamadı. Üzerindeki şüpheleri izale edemedi. Defalarca yalan beyanda bulunduğu ispat edilebiliniyor.)
- Tuba Öy-men
- Ufuk Sar-al
- Hanife Soy-alp
- Murat Er-SAN
- Ozan Sü-ER
- Ayçin Bay-sal
- Ayşe ince-su
- Hakan Bay-Ül-GEN
- Su Er-demir
- Asila Erk-MEN
- Fatma Öz-yılmaz-el
- Zübeyde Genc-er
- Aslı Pek-er
- Züleyha Aslan-bay
- Emir Pek-tan
- Semine Genç-Bay
- Sena Açık-el
- Pelin Yaz-gan
- Hüma Babuna (ABD büyükelçilikleri, Mit, TEM, İsrail ve daha pek çok yer ile sık sık başkalarına kayıtlı cep numaraları üzerinden görüştüğü mahkeme emri ile çıkartılan HTS kayıtları ile ispat edildi.)
- Süleyman Davudoğlu (Gerçek ismi midir bilinmez ama Adnan'ın bazı kitapları da "Süleyman Davud" müstear ismi ile yayınlanmıştır. Yahudiler için de Süleyman ve Davud peygamber ismidir ve kutsaldır.)
- Mina Berk-san
Şimdi, aramıza yeni gelmiş olup da yıllardır anlattığımız bu mevzuları bilmeyenler olabilir. Onlar için özetle yazıyorum:
1- Türkiye'de kendini Türk ve Müslüman olarak gösteren ve bu şekilde Türklerin ve Müslümanların kanını iliğini emen, onlara ihanet eden yaklaşık bir buçuk milyon gizli yahudi mevcut.
2- Bu kitle tek parça değil. Bunların içinde Kürt Yahudisi, Sabetayist, Eşkenazi, Seferad, Tatar Yahudisi, Rus Yahudisi, Kırım Yahudileri, Alevi gözüken Yahudiler, Azeri gözüken Yahudiler, Yörük-Türkmen gözüken ve Türkçü akımların içinde saf tutan Yahudiler ve daha çeşitli klikler var.
3- Sayıca ve tesirce en büyük oranı Sabetayist denilen hain yahudiler teşkil ediyorlar.
4- Adnan Oktar bir Sabetayist Yahudi.
5- Adnan Oktar çetesinin içi ve özellikle çekirdek kadrosu Sabetayist Yahudilerle dolu.
6- Adnan Oktar'ın İslami ve Türkçü söylemleri sadece bir taktik. İslami cemaat kılığında Müslümanları aldatmaya, inançlarını Yahudilik ve İsrail menfaatlerine değiştirmeye çalışıyorlar. İslami cemaat gibi dururken "Süleyman mabedini biz yapacağız" diyebiliyor. Süleyman mabedi denen şey Yahudilerin Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine yapmak istedikleri tapınak.
7- Asıl hedefleri Yahudi menfaatlerine hizmet etmek, Büyük İsrail devletini ve nihayet dünya üzerinde tek bir Yahudi krallığını kurmak.
8- Birbirlerini tanımak için, 1934'te soy adı kanunu çıkınca çeşitli şifreli soy isimleri aldılar. Bunlar genelde -er, -ar, -men, -man, -berk, -ül, -gen, -gan, -bay, -el, -al gibi ekler ihtiva ediyorlar.
9- Bu eklerin kullanıldığı şifreli isimleri ya da soy isimleri ya mana ya da ses/telaffuz olarak İbranice'ye benzetiliyor. Her birerlerinin kendi içlerinde bildiği, kendi içlerinde kullandıkları gerçek İbranice isimleri var.
10- On numara islamcı gözükmeye çalıştıkları halde, hemen hiçbirinin yaşantıları islami değil. Hemen hiç birisi başörtülü değil. Hiçbirinin kadın erkek münasebetleri bile İslami değil.
11- Hemen hemen hiçbirinin ekonomik durumu kötü değil. Çoğunluğu Türkiye'nin zengin Sabetayist ailelerinin fertleri
12- BU MEMLEKETİN GERÇEK SAHİBİ OLAN MÜSLÜMANLAR BUNLARIN ZAN ETTİKLERİ GİBİ AHMAK, KORKAK VE VASIFSIZ DEĞİL.
Daha detaylı bilgi için: www.sabetayistmustafakemalataturk.blogspot.com ayrıca www.GercekAdnanOktar.blogspot.com
| Mehmet Fahri Sertkaya
www.AkademiDergisi.com