Türkiye, yasadışı organ nakli üssü oldu |
Özellikle son dönemde artan yasadışı organ nakli konusunda, organ verenlerin en yoğun olduğu Moldova ve Ukrayna ile organ nakli operasyonlarının gerçekleştiği Hindistan, İsrail ve Irak arasında yer alan Türkiye bu konuda üs olarak kullanılan ülkelerden biri
Kısa bir süre önce yapılan ve 17 ili kapsayan organ mafyası operasyonu dikkatleri yeniden yasal olmayan organ nakilleri ve organ mafyasına çekti. Cumhuriyet'ten Olcay Büyüktaş Akça'nın haberine göre, ekonomik göstergelerin iyiliği ile övünen ancak istihdam yaratma ve gelir adaleti konusunda bir türlü gelişme sağlanamayan ülkede işsizlik, yoksulluk ve çaresizlik nedeniyle zor durumda olan yurttaşlar, internet üzerinden veya simsarlar tarafından sanki ikinci el pazarına araba, ev ya da eşya satar gibi "İhtiyaçtan satılık karaciğer", "acilen satılık böbrek" gibi ilanlar vererek kendi yaşamsal organlarını serbest organ pazarına sürüyor.
SES İzmir Denetleme Kurulu üyesi doktorlar tarafından son dönem operasyonlar üzerine yapılan bir değerlendirme, durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne seriyor.
Geçen günlerde Ankara, Antalya, Adana, Eskişehir, İstanbul ve İzmir'in de aralarında bulunduğu 17 ildeki organ mafyasına operasyon yapıldığı, gözaltına alınanlar arasında iki profesör, bir eczacı, bir konsolosluk çalışanı, laborantlar ve hasta bakıcıların da yer aldığı çetenin internet üzerinden böbreklerini satışa çıkaran kişilerin organlarını 30 bin liraya aldığı, nakil bekleyen hastalara 500 bin liraya sattığının ortaya çıktığı, tahlillerin özel hastanede, nakillerin de Mısır, Kuzey Irak ve Bağdat'ta yapıldığı hatırlatılan değerlendirmede şu noktalara dikkat çekildi:
* Hastane yakınlarındaki duvarlarda ve internet sayfalarında yer alan sıra dışı ilanlar incelendiğinde geçim sıkıntısı çeken, işten atılan, aylarca iş bulamayan, banka ve kredi kartı borcu olanlar son çare olarak organlarını satıyor.
* Bu durum insanların artık kendi yaşamlarını riske atacak kadar yoksulluk içinde yaşadıklarını gösteriyor.
* Organ mafyası ve simsarlar da organ alınır/satılır, aracılık yapılır gibi ilanlarla borsadaki yerini alarak ve bu işe uluslararası bir boyut kazandırıp yurtdışından müşteri çekebilmek için ilanlarını Türkçe, İngilizce ve Arapça verdikleri görülüyor.
* Organ verenlere, genellikle organlarına karşılık olarak çok iyi fiyat verileceği, sağlıklı olarak yaşama devam edecekleri ve ameliyat sonrasında çok iyi bakılacakları söyleniyor.
* Oysa yapılan operasyon yasadışı olduğu ve hastanın yasal kurumlarda bakılması söz konusu olmadığı için ameliyat öncesi ve sonrası bakım da çok iyi olamıyor.
* Genellikle ameliyat sonrası gerekli bakımlar yapılmadığı için organlarını veren kişiler bakıma muhtaç hastalar haline geliyor. Bu denli geniş bir organ "pazarın"da yasal olmayan kuruluşların eline düşürülen çaresiz yurttaşları nasıl sorunların beklediği tahmin dahi edilemiyor.
Üç kişiden biri muhtaç
Türkiye'de yaşayan her üç kişiden birinin yoksul ve muhtaç olduğu görülüyor. Türkiye nüfusu SGK istatistiklerinde 75 milyon 627 bin olarak görülüyor. Sosyal yardım istatistiklerinde, yoksulluk envanterinde 2012'de sosyoekonomik durumu iyi olmayan ve muhtaç olan 6.7 milyon hane ve bu hanelerde yaşayan 23 milyon 668 bin kişinin sosyal yardım ve ödeme aldığı bildiriliyor. Bu durumda hükümet temsilcilerinin söylediği gibi sosyoekonomik düzey ve refahın artmadığı, her üç kişiden birinin yoksul ve muhtaç olarak en asgari düzeyde yaşamaya çalıştığı görülüyor.
O artık uluslararası bir endüstri
Değerlendirmeye göre serbest piyasanın değişmez ilkesi burada da geçerli. Zenginler organ alıcıları, yoksullar da organ vericileri. Yıllarca sıra beklemek istemeyen zenginler hemen kendilerine bir av bulmaları için organ mafyasını devreye sokuyor. Organ verenlerin yoğun olduğu Moldova, Ukrayna ve Türkiye'de ve organ nakli operasyonlarının gerçekleştiği Türkiye, Hindistan, İsrail, Irak'ta bu durum daha ciddi boyutlarda. Organ ticareti yasak olmasına rağmen Türkiye bu konuda üs olarak kullanılan ülkelerden biri.
İnternet üzerinden organ satışı yasaya aykırı ve suç. Satmak için ilan veren ve bunu yayımlayana 1 yıla kadar hapis, alana ya da aracılık edene 9 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Eğer örgütlü ise ceza 15 yıla çıkıyor.
Hekimler, işlemlerin ve tahlillerin yapıldığı, kolluk kuvvetlerinin ameliyathanesine kadar girdiği özel hastane ya da hastanelerin açıklanması gerektiğini belirtiyor.