Adnan Oktar'ın zenginliğinin kaynağı; kandırılan zengin gençlerin çaresiz anne ve babaları |
Şantaj Holding A.Ş.!
Kandırılan gençlerin ailelerinden şantajla para toplayan Adnan Hoca'nın üçü yurtdışında 19 şirketi ortaya çıktı
Kartal Cezaevi'nde tutuklu bulunan Adnan Hoca lakaplı Adnan Oktar ve müridlerinin trilyonluk serveti, ağlarına düşürdükleri zengin gençlerin mal varlıklarının yanısıra müridlere kurdurulan şirketler üzerinden yaptığı belirlendi.
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre asıl kaynak; kandırılan zengin gençlerin çaresiz anne ve babaları. Kiminin evleri - dükkanları, kiminin lüks arabaları örgütün malı olmuş.
7 Nisan'da yargıç önüne çıkacak olan Adnan Oktar'a isnad edilen suç, 'Çıkar amaçlı suç örgütü' kurmak. Savcının elinde yüzlerce görüntü ve ses kaydı mevcut. Savcılık, 'Adnan Hocacılar tarafından izlendiğini, dinlendiğini bilmeyen bir yığın insan var' diyor...
Ecir felsefesi
İddianameye göre; yedi kardeş imama bağlı 200'e yakın erkek müridle üç bacı imama bağlı 100'e yakın kadın mürid 40 ev ve villada ayrı ayrı oturuyor ve birbirleriyle görüşmüyorlar. Başta seks, tüm yaşam biçimlerini 'Ecir Felsefesi'belirliyor. Yani 'bu dünyada kardeşine (müridine) iyilik yaparsan, karşılığında iyilik bulursun' mantığı. Örgütün mali yapısı ve gelir kaynaklarını oluşturan sistem de böyle çalışıyor.
Kardeş payını unutma
Örgütün mali yapısı içerisinde iki önemli sistem var. Bunlardan biri 'Kardeş Payını Unutma’ (KPU). Bu alınan eşya ve gıdanın grup üyelerinin kaldığı evler arasında bölüştürülmesi ya da fazlasının diğer kardeş ve bacılara gönderilmesi manasına geliyor. Ama savcıya göre; bu sistemler örgütün günlük yaşantısını temin edecek düzeyde bir mali organizasyon.
Fazlasını cemaate ver
Diğer bir sistemde 'İhtiyaç Fazlasını Cemaate Ver' (İNFAK). Bu yöntemle örgüte oluk gibi para akıyor. Sisteme göre; kız - erkek farketmeksizin ihtiyacının fazlasını örgüt evine bırakıyor. Örneğin 200 milyon lira harçlığı olduğunu söyleyen bir bayan mürid dörtte üçünü örgüte veriyor (İddianamede Ş.E.'in itirafı var).
İkna yoluyla bağış
Örgütün bunlardan daha büyük gelir kaynakları da var. İddianame bunlar şöyle anlatılıyor:
"Asıl kaynak bağış dedikleri sistemle gerçekleşiyor. Adnan Hoca'ya tabi olmuş insanlar zaman içerisinde ikna yoluyla gayrimenkullerini örgüte hibe etmektedir. Örneğin Adnan Tınarlıoğlu'nun Yeşildirek'teki dükkanlarını satıp tamamını hibe ettiği, Alpay Sayın ve kız kardeşinin birer evlerini satarak örgüte bağışladıkları (B. M. Sarıaslan'ın itiraflarına ilişkin ifadesi) anlaşılmaktadır.
Ev ve arabalar
Müştekilerden Kubilay Göktan, sağlığında çocuklarına birer araba ve daire aldığını, Adnan Hocacılar'la ilişki kuran kızı Gülgün'ün araba ve evi satarak bunlara verdiğinisöylemektedir. Yine Ceyda Ertüzün ile Alev Ulaşoğlu ve 12 arkadaşının bulunduğu evlerde çıkan evrakta Özlem Şener isimli kızın gayrimenkul satış sözleşmesi vekaleti bulunmuştur. Vekaletnamede tanıkların tamamı bacılar grubundaki kişiler olup satıcı Özlem Şener bu kişileri tanımadığını söylemektedir. Operasyonlarda Özlem Şener'in arabası da Vaniköy'deki yalıda bulunmuştur. Ayrıca zengin aile çocuklarından temin ettikleri yandaşlarına babalarına kendileri için araba almalarını söyleyip, arabaları örgüte mal etmişlerdir.
Kadınlara ait 41 banka kartı
Müştekilerden Banu Akıncıoğlu, 1994'te Göztepe'de ablası Serap ile ev kiraladıklarını, ablasının Bahadır Güven tarafından kandırıldığını, o günden sonra ablasını göremediğini, evdeki eşya ve 15 bin dolara el koyduklarını söylemektedir. Alev Ulaşoğlu'nun yakalandığı evde çok değerli miktarda ziynet eşyası, çek - senet, para bulunmuştur. Ayrı bir kasada ise tamamı kadınlara ait 41 banka kartı ele geçirilmiştir.
Ayşegül Huma Babuna çeklerin ve paraların kendilerine ait olduğunu söylemiş ise de, çekin borçlu ve alacaklısını tanımamaktadır. 41 banka kartı konusunda da 'Arkadaşlarımın işleri yoğun olduğu için maaşlarını ben çekiyordum' demektedir.
Yanıt bekleyen sorular
Örgütün yurt içinde 'Epos, Rota Reklam, Atik İnşaat, İdea, Uzman Kozmetik, Memişoğlu, Makine, Ersen - Ersen Alacadağ (tekstil), Hasan Basri Güner (elektrik), Bora Bozca (mermer), Koruçam Ağaç, Tekap Aydınlatma, İnter İtems, Metropol İnşaat, Farnese, Alfa, yurt dışında ise Global Limited (Almaata), Rustektürk (Rusya), Seramik (ABD) şirketleri bulunuyor.
İddianamede, yanıt bekleyen bazı sorular ise şunlar:
*Rota İstanbul, Atik İnşaat Ankara Büyükşehir Belediyeleri metro - otobüs reklamlarını pazarlama işini nasıl aldı?.
*Ses kayıtlarında Adnan Hocacılar’a yakın olduğu belirtilen vali, vali muavinleri, belediye başkanları ve motor kızların ikram edildiği beş polis müdürü kim?
*23 tabanca taşıma ruhsat sahiplerinin tamamı öğrenci. Öğrenciye ruhsatı kim, ne karşılığında verdi?
*Örgüt, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Müdürlüğünü nasıl, niye dinledi?
*Örgüt evinde ele geçirilen MİT Müsteşarının 2 Aralık 1998 günü Başbakanlığa hitaben kaleme aldığı sekiz sayfalık gizli raporda ne yazıyor?
Adnan Hoca yüzünden kovuldular
"Adnan Hocacı" mankenler Tuğçe Doras ve Seçkin Piriler, ajanslarından atılıyor. İki mankenin bağlı olduğu Inter Model Ajansın sahibi Can Sandıkçıoğlu, "Seçkin Piriler ve Tuğçe Doras, daha 18'inde iki genç kız. Yaşadıkları bu olayın,gençliklerinden kaynaklanan bir hata olduğunu düşünüyorum ve üzülüyorum. Onların yüzünden, ajansımızın ve ajansımızda çalışan diğer mankenlerin imajının zedelenmemesi için, gönlüm elvermediği halde Piriler ve Doras'ı kadromuzdan çıkarmak durumundayız" dedi.
Rüştü Özel Meslek Lisesi son sınıf öğrencisi 18 yaşındaki Tuğçe Doras, bu yaşta böyle bir geçmişe sahip olduğu için utandığını belirterek şöyle konuştu:
"Ben Adnan Hoca'nın müridleri olarak adlandırılanlarla beraberken utanılacak hiçbir şey yapmadım. Cinsellik yaşamadım. Benim pişmanlığım onlarla geçirdiğim günlerden kaynaklanmıyor. Toplumda sahip olduğum imaj beni utandırıyor. 18 yaşındayım ve daha yaşamın başlangıcında olmama karşın insanlar bana kötü gözle bakıyor. Televizyon ve gazetelerde çıkan haberlerle olanlar beni utandırıyor."
Doras, Adnan Hocacılarla tanışmasını sağlayan Piriler ile arkadaşlığının sürdüğünü de belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beş altı ay önce Seçkin ile mükemmel bir dostluğumuz vardı. Beni onlarla tanıştırdı. Bu yüzden ona çok kızgındım. Ama şimdi Seçkin'in de Adnan Hocacılar'ın bu kadar kötü olduğunu bilmediğine inanıyorum. Bilemiyorum, belki beni onlarla bilinçli olarak tanıştırmıştır ama bana kötülük yapmak istediğini sanmıyorum. Onların gerçek yüzünü bilseydi tanıştırmazdı diye düşünüyorum. Seçkin'le arkadaşlığımız sürecek."
Piriler de televizyonda yaptığı açıklamalardan sonra, bu konuda daha fazla konuşmak istemediğini söyledi.
Tunca Bengin
MİLLİYET - 31 Ocak 2000 Pazartesi