Nedir bu yaptığın Adnan? GAFLET Mİ? DALALET Mİ? İHANET Mİ? |
(Bozulmuş Tevrat’ı biz Müslümanlara Kutsal kitap olarak
kabullendirmek isteyen pişmemiş /yetersiz / kabiliyetsiz bir gizli Yahudi;
Adnan Oktar)
Aşağıda okuyacağınız satırlar, bu gün Yahudiler/Museviler
tarafından kutsal kitap olarak kabul edilen Tevrat’ın, Allah tarafından daha
önceki devirlerdeki hak yoldaki Müslüman Yahudilere Musa aleyhisselam
aracılığıyla gönderilen ve Kur’an’da da
bu gerçeği haber verilen hak Tevrat değil de, Musa aleyhisselam devrinden sonra
hahamlar tarafından tahrif edilen muharref/bozulmuş Tevrat olduğunu ve
Tevrat’ın aslının günümüzde bulunmadığını ispat etmektedir. Hoş, asılları
bulunabilse bile, zaten Kur’an-ı Kerim kendinden önceki hak/kutsal kitapların
hükümlerini nesh etmiş/devre dışı bırakmıştır.
Pekiyi, kendisini bütün dünya Müslümanlarına, özellikle de Türkiye ve Orta Doğu Müslümanlarına büyük bir İslami önder hatta açıkça ilan edemese de Mehdi olarak kabul ettirmek isteyen, soyu-sopu ve cemaatindeki binlerce yakın mesai arkadaşı da kripto/Şifreli/Gizli Yahudi olan Adnan Oktar’ın bile bile bu önemli gerçekleri gizleyip milletimizin inanç esaslarını bozmak istemesine ve net cümleler ile bu bozuk Tevrat’ı kutsal kitap gibi lanse etmesine ne ad verilir; Gaflet mi? Dalalet mi? Yoksa ihanet mi? Okuyun ve adını siz koyun…
***
Cenab-ı Hak Adem (A.S) dan beri Hak Peygamberlerini gönderdi. Böylece (Rahman ve Rahim) olduğu için şefkat ve merhametle bütün kullarına dünya ve ahiret saadetinin yolunu gösterdi. Bütün peygamberlerin hepsi hakkı temsil etmişlerdir. Hepsi İslâm peygamberleridirler. Adem (A.S), Nuh (A.S), İbrahim (A.S), Musa (A.S), İsa (A.S) ve son peygamber Hz.Muhammed (S.A.V).
Pekiyi, kendisini bütün dünya Müslümanlarına, özellikle de Türkiye ve Orta Doğu Müslümanlarına büyük bir İslami önder hatta açıkça ilan edemese de Mehdi olarak kabul ettirmek isteyen, soyu-sopu ve cemaatindeki binlerce yakın mesai arkadaşı da kripto/Şifreli/Gizli Yahudi olan Adnan Oktar’ın bile bile bu önemli gerçekleri gizleyip milletimizin inanç esaslarını bozmak istemesine ve net cümleler ile bu bozuk Tevrat’ı kutsal kitap gibi lanse etmesine ne ad verilir; Gaflet mi? Dalalet mi? Yoksa ihanet mi? Okuyun ve adını siz koyun…
***
Cenab-ı Hak Adem (A.S) dan beri Hak Peygamberlerini gönderdi. Böylece (Rahman ve Rahim) olduğu için şefkat ve merhametle bütün kullarına dünya ve ahiret saadetinin yolunu gösterdi. Bütün peygamberlerin hepsi hakkı temsil etmişlerdir. Hepsi İslâm peygamberleridirler. Adem (A.S), Nuh (A.S), İbrahim (A.S), Musa (A.S), İsa (A.S) ve son peygamber Hz.Muhammed (S.A.V).
Adem (A.S)'a 10
sahife, Şit (A.S)'a 50 sahife, İdris (A.S)'a 30 sahife ve İbrahim (A.S)'a 10
sahife gönderildi.
Hz.Musa (A.S)'a TEVRAT
Hz.Davut (A.S)'a ZEBUR
Hz.İsa (A.S)'a İNCİL
Son Peygamber Hz.Muhammed (S.A.V)'e de KUR'AN-I KERİM gönderildi. Kur'an-ı Azimüş-Şan, kıyamete kadar
bütün insanlığa Dünya ve Ahiret, saadet yolunu göstermek üzere gönderilmiştir.
Tarihen bilinen gerçek odur ki; çeşitli şekillerde Kur'an-ı
Azimüş- Şan'dan önce gönderilen İlâhi kitaplar çeşitli kimseler tarafından
çeşitli zamanlarda tahrif edildiler. Yalnız Kur'an-ı Azimüş-Şan bir noktası
dahi değişmeden muhafaza olunmuştur ve Cenab-ı Hak Kur'an-ı Azimüş-Şanı
Kıyamete kadar muhafaza edeceğini de bildirmiştir.
Bugün Hz.Musa (A.S)'a gönderilen Hak Kitap Tevrat'ın,
Hz.Davut (A.S)'a gönderilen Hak Kitap Zebur'un, Hz.İsa (A.S)'a gönderilen Hak
Kitap İncil'in aslını bulmak mümkün değildir, bunlar değiştirilmişlerdir.
TEVRAT NASIL TAHRİF EDİLDİ?
Tevrat, bütün dünya Yahudilerinin emirlerine sıkı sıkıya
bağlı oldukları din kitabıdır. Tevrat, asırlardır Yahudilerin hayatlarını,
dünyaya bakış açılarını, diğer insanlara karşı düşünce ve tavırlarını
düzenlemiştir. Yahudiler Tevrat'ın tamamen vahye dayalı ve ilahi bir kitap
olduğunu iddia ederler. Önemli olan nokta da burasıdır.
Elimizdeki Tevrat, gerçekten Allah tarafından indirilmiş
orjinal metinlerle aynı mıdır? Yoksa Tevrat, orjinalliği bozulmuş, dolayısıyla
ilahi niteliği kaybolmuş bir kitap mıdır? Bu sorunun cevabı bizzat Tevrat'ın
kendisi araştırılarak rahatlıkla bulunabilinir.
Tevrat, Kitab-ı
Mukaddes'in ilk kısmını oluşturur (İkinci kısım İncildir). 39 Kitaptan
meydana gelmiştir. Ve bu 39 kitabın yalnızca ilk 5 tanesi Hz.Musa'ya verilen
bölümlerdir. Beşinci bölüm olan
Tesniye'de Hz.Musa'nını ölümünün anlatılması bundan sonraki bölümlerin
başkaları tarafından yazıldığını ortaya koymaktadır.
"Rabbin sözüne
göre Rabbin kulu Musa orada, Moab diyarında öldü. Ve Moab diyarına, Beyt-Peor
karşısındaki derede onu gömdü." (Tesniye Bölümü, 34/5-8)
Tevrat'ı takip ettiğimizde kalan bölümlerin Musa'nın
ölümünden sonra Yahudilerin başına geçen kişilerin hayatlarını ve verdikleri
emirleri kapsadığını görürüz. Bundan dolayı, Tevrat, yüzlerce yıl boyunca
değişik kişiler tarafından yazılmış ve ilahi niteliğini yitirmiş bir kitaptır.
Tevrat'ın
değiştirildiği, içerdiği çelişkili ifadelerden rahatlıkla anlaşılmaktadır.
Bu çelişkilerin Musa'nın beş kitabında dahi var olması, bu bölümlerin de
hahamların tahrifatına uğradığını göstermektedir.
900 sayfalık Tevrat yukarıdan aşağı incelendiği zaman
aşağıdaki 4 sebepten dolayı kutsal Tevrat'ın baştan aşağı değiştirilmiş
olduğunu görmek mümkündür:
1- ÇELİŞKİLER
2- SİYONİZM
VE ÜSTÜN IRK İNANCI
3- ALLAH
İNANCI
4- ALLAH'IN
PEYGAMBERLERİNE İZAFE EDİLMESİ MÜMKÜN OLMAYAN, HAŞA CİNSEL SAPIKLIK VE GAYRİ
AHLAKİ DURUMLARIN İZAFE EDİLMESİ.
Türkiye'deki Mason
Üstad-ı Azamlarından Hayrullah Örs, Tevrat'ın zaman içinde tahrif edildiğini
şu şekilde anlatmaktadır :
"Eski Ahid,
özellikle Tevrat (Musa'nın 5 kitabı, Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve
Tesniye), Yahudiler ve Hıristiyanlarca,
yakın zamana kadar Tanrı'nın Musa'ya doğrudan doğruya yazdırdığı kitap olarak
kabul edilmekte idi. Ama iki yüzyıldan beri yapılan incelemeler, bunların çok
yeni diyebileceğimiz zamanlarda yazıldığını ve çeşitli maksatlarla tarih
boyunca değişikliklere uğratıldığını ispatlamıştır." (Musa ve
Yahudilik, Hayrullah Örs, sf.34-35)
DEĞİŞTİRİLMİŞ TEVRAT'TAKİ ÇELİŞKİLER
Aşağıdaki çelişkili ayetler, Tevrat'ın orjinal metinlerinden
farklı olduğunun en açık delilleridir.
"...Ve İbrahim
dedi; "Ya Rab Yehova! Bana ne vereceksin?" (Tekvin Bölümü,
15/2-3)
"Ve Tanrı
Musa'ya söyleyip dedi: Ben Rabbim ve İbrahim'e, îshak'a ve Yakub'a kadir olan
Tanrı olarak göründüm. Fakat onlara Yehova ismimle malum olmadım."
(Çıkış Bolümü, 6/2-3)
***
"Ve Saul'un kızı
Mikal'ın ölümü gününe kadar çocuğu olmadı." (II. Samuel Bölümü, 6/23)
"Saul'un kızı
Mikal'ın Meholalı Barzillay oğlu Adriel'e doğurmuş olduğu beş oğlunu kral
aldı." (Samuel Bölümü, 21/8)
***
"Ve Suriyeliler
İsrail'in önünden kaçtılar. Ve Davud, Suriyelilerden yedi yüz araba cenkçiler
ile kırk bin atlı telef etti ve ordu başbuğu Şofak'ı vurdu ve orada öldü."
(II.Samuel Bölümü, 10/18)
"Ve Suriyeliler
İsrail'in önünden kaçtılar ve Davud, Suriyelilerden yedi bin araba cenkçiler
ile kırk bin yaya asker öldürdü. Ordu başbuğu Şofak'ı da öldürdü." (I.
Tarihler Bölümü, 19/18)
***
"Ve bir karış
kalınlıkta idi ve onun kenarı bir kese kenarı gibi, zambak çiçeği gibi,
işlenmişti, iki bin banyo ihtiva ederdi." ( I. Krallar Bölümü. 7/5)
"Ve kalınlığı
bir avuç idi. Ve kenarı bir kese kenarı gibi, zambak çiçeği gibi işlenmişti ve
içine üç bin banyo alırdı." (II. Tarihler Bölümü, 4/2)
***
"Arah oğulları
yedi yüz yetmiş beş." (Ezra Bölümü, 2/5) "
“Arah oğulları, altı
yüz elli iki." (Nehemya Bölümü, 7/10)
***
"Ahazya kral
olduğu zaman kırk iki yaşında idi ve Yeruşalem'de bir yıl krallık etti."
(II.Tarihler Bölümü, 22/2)
"Ahazya kral
olduğu zaman yirmi iki yaşında idi ve Yeruşalem'de bir yıl krallık eti."
( II. Krallar Bölümü,8/26)
***
"Ve Yakub o
yerin adını Peniel koydu, çünkü: "Allah'ı yüz yüze gördüm ve canım sağ
kaldı, dedi." (Tekvin Bölümü, 32/30)
"Ve dedi yüzümü
göremezsin, çünkü insan beni görüpte yaşayamaz." (Çıkış Bölümü, 33/20)
DEĞİŞTİRİLMİŞ
TEVRAT'TA, SİYONİZM VE ÜSTÜN IRK İNANCI
"Siz Allahın,
Rabbin oğullarısınız.. Çünkü sen, Allah'ın, Rabbe mukaddes bir kavmisin ve Rab
üzerinde olan bütün kavimlerden üstün olarak, kendine has bir kavim olmak
üzere, seni seçti." (Tevrat, Tesniye Bölümü, 14/2)
"Ve Allah'ın
Rabb'in sana teslim edeceği bütün kavimleri bitireceksin, gözün onlara
acımayacak." (Tevrat, Tesniye Bölümü, 7/16)
Hahamlar, kendi görüşleri doğrultusunda tahrif ettikleri
Tevrat'a, Yahudilerin sahip oldukları üstün ırk inancını da eklemişlerdir.
Yahudiler, Tevrat'tan
çok daha önceleri, kendilerinin bütün ırklardan üstün olduklarına ve dünyanın
gerçek sahibi olduklarına inanmaktaydılar. Yahudi geleneklerinin ve
ideolojisinin temel kitabı olan Kabala,
Tevrat inmeden çok daha önceleri bu sapkın inançlar üzerine kurularak
yazılmıştır. Daha sonra, bütün insanları eşit kılan Tevrat'ı da, Yahudi
hahamları değiştirmişler ve bu Kutsal Kitap'a üstün ırk inançlarını
eklemişlerdir.
Bu sapkın inançlara göre; Yahudiler Allah'ın seçtiği ve
üstün kıldığı bir kavimdir ve yeryüzü onlara aittir. Fakat "goyimler" (Yahudi olmayan, insan
görünümündeki hayvan demektir) dünyayı haksız olarak ele geçirmişlerdir.
İşte Yahudilerin bu inançlara olan bağlılıkları, tarih
boyunca diğer milletlere kin ve düşmanlık beslemelerine yol açmıştır. Bu
sapkın görüşe göre, Rab Yehova
yalnız İsrailoğullarını sevmektedirler.
"...Ve onlardan
nefret ettim. Fakat size dedim: Siz onların topraklarını miras olarak
alacaksınız ve ben size onu mülk olarak vereceğim. Ben, sizi milletlerden ayırt
eden Allah'ınız Rabbim." (Levililer Bölümü, 20/25)
Ve bu inançlara göre Rab Yehova, Yahudileri dünya hakimi
kılacaktır.
"Ben dedim: Siz
ilahlarsınız ve hepiniz yüce olanın oğullarısınız. Kalk ey Allah! Yeryüzüne
hükmet, zira milletlerin hepsine sen varis olacaksın." (Tevrat, Mezmurlar
Bölümü, 82/6-8)
Siyonizm ise, bu
inançlar uğruna, Yahudilerin insanlara karşı duyduğu nefret ve üstünlük
hırsının adıdır. Tevrat, Yahudilerin bu dünya hakimiyetine nasıl ulaşacaklarını
da anlatmıştır:
"Eğer kendi
yüreğinde, "Bu milletler benden çokturlar, nasıl onların mülkünü
alabilirim?" dersen, onlardan korkmayacaksın... Allahın Rab o milletleri
önünden azar azar kovacak, onları çabukça bitiremezsin yoksa senin üzerinde kır
hayvanları çoğalır." (Tevrat, Tesniye Bölümü, 7/17/,22)
Görüldüğü gibi, Tevrat, Yahudilerin diğer milletleri yavaş
yavaş yok edeceğini söylemektedir. Siyonizm ise bu taktik doğrultusunda, dünya
çapında uyguladığı plânlarda, uzun vadeli hedefler gütmektedir. Diğer milletlerin,
kademeli bir şekilde Yahudilere boyun eğmesi planlanmaktadır.
Yahudiler, kendi eserlerinde de bu üstün ırk inancını sık
sık dile getirirler. Siyonizmin fikir
babası Ahad Ha'am Nietzsche Yahudilerin üstün ırk inancını şöyle ifade
ediyor:
"Yaratılış merdiveninde farklı basamaklar olduğunu
herkes doğal olarak kabul eder: Önce inorganik nesneler, bitkiler ve hayvanlar
âlemi sonra konuşan yaratıklar ve hepsinin üstünde Yahudiler.".
(Sources de la Pensee Joive Contenporaine, sf. 49)
Yahudilerin üstün ırk inançlarını ve diğer milletlere bakış
açılarını Tevrat ayetleri açık bir şekilde anlatmaktadır:
"Ve aranızda
yürüyeceğim ve sizin Allah'ınız olacağım ve siz benim kavmim olacaksınız."
(Levililer Bölümü, 26/12)
"Ve ecnebiler
senin duvarlarını yapacaklar ve kralları sana hizmet edecekler. Kapıların daima
açık duracak, milletlerin servetini ve sürgün getirilen krallarını sana
getirsinler diye, gece gündüz kapanmayacaklar. Çünkü sana kulluk etmeyen millet
harap olacak. Ve seni sıkıştıranların oğulları sana eğilerek gelecekler ve seni
hor görenlerin hepsi senin ayaklarının tabanlarında yere kapanacaklar ve sana,
Rabb'in şehri Kudüs'ün Sion'u diyecekler. Ve milletlerin sütünü
emeceksin." (İşaya Bölümü, 60/10-16)
"Saf altında tartılan
Sion'un değerli oğulları." (Tevrat, Yeremyanın Mersiyeleri Bölümü,
4/2)
"İşte, şimdi
bildim ki, bütün dünyada Allah yoktur, ancak İsrail'de vardı." (II.
Krallar Bölümü, 5/15)
"Sizi, bugün
olduğu gibi bütün kavimlerin arasından Seçtim." (Tesniye Bölümü,
10/15)
"Kızlarınızı,
onların oğullarına vermeyeceksiniz ve oğullarınıza ve kendinize onların
kızlarından almayacaksınız." (Nehemya Bölümü, 13/25)
"Bütün göklerin
altında olan kavimler üzerine bugün senin dehşetini ve korkunu koymaya
başlayacağım, onlar senin haberini işitecekler ve senin yüzünden titreyip
kıvranacaklar." (Tesniye
Bölümü, 2/25)
"O Allah ki,
bana öçler verir, kavimleri bana tabi kıllar" ( II. Samuel Bölümü,
22/48)
"Hiç bir leş
yemeyeceksiniz; onu yabancıya satabilirsin, çünkü sen Allah'ın, Rabbe mukaddes
bir kavmisin." (Tesniye Bölümü, 14/21)
Yahudi hahamları, asırlar önceki meslektaşlarının
uydurdukları bu ayetlere son derece bağlıdırlar. Bütün Yahudi toplumunu bu
telkinlerle yetiştirirler.
Başka bir kaynakta Yahudilerin ağzından kendi üstün ırk
fikirleri şöyle anlatılıyor:
"Tanrı tüm
evreni dört temel ayırım yani, mineral, bitki, hayvan ve insan üzerine kurmuşsa
da, aslında beşinci bir türün var olduğu yazılmıştır. Bu da Am İsrael, yani
Yahudilerdir. O'nun dördüncü türden, konuşanlar topluluğu insanlardan ayıran
mesafe, insanı hayvandan ayıran mesafeden daha az değildir." (Rav Yoel
Kahn, "La cinguieme dimension" Rencontres Habad No. 25, 1989, sf. 15)
Halbuki KUR'AN-I Azimüş-Şan, hahamlar tarafından yapılan
bütün bu üstün ırk uydurmalarını reddetmekte ve gerçeği şöylece ortaya
koymaktadır:
"....Yahudiler:
"Biz, Allah'ın çocukları ve sevgilileriyiz."
derler. De ki:
"Hayır, siz de onun yarattığı birer İnsansınız."
(Maide Suresi, 18)
DEĞİŞTİRİLMİŞ
TEVRAT'TA ALLAH İNANCI
"Tanrıya inanmak
Yahudiliğin temel başlangıç noktası değildir. Resul Jeremiah bile İsrail'in
başkaldırısını, Tanrının ağzından şöyle anlatır: Beni terk ettiler ve
kanunlarımı uygulamadılar.'Eski hahamların bu sözü yorumlama şekli ise:
İnançlarından vazgeçsinler ama kanunları uygulasınlar". (Şalom
Gazetesi, 8 Mart 1989)
***
Yahudi dini, tamamen gelenekler üzerine kurulmuştur. Bir
Yahudi için din, Allah'ın hoşnutluğu ve yakınlığından çok, üstün ırk inancını
ve koyu gelenekleri ifade eder.
Bütün Yahudi ibadetleri, sembolleri, Yahudi ırkının
üstünlüğü ve Yahudi geleneklerinin korunması mantığına bağlıdır, ibadetlerde yüceltilen Allah değil,
Yahudilerin kendileridir. Dolayısıyla Yahudilik, gerçekte, kitabı hahamlar
tarafından yazılmış bir ideolojidir.
İdeolojisini kibire dayandıran bir yapının ise, Allah'la bağlantı içinde olması
mümkün değildir. Türkiye Yahudilerinin
yayın organı Şalom Gazetesi konu hakkında şöyle diyor:
"Tanrıya inanmak
Yahudiliğin temel başlangıç noktası değildir. Resul Jeremiah bile İsrail'in
başkaldırısını, Tanrının ağzından, şöyle anlatır: "Beni terk ettiler ve
kanunlarımı uygulamadılar." Eski hahamların bu sözü yorumlama şekli ise:
"İnançlarından vazgeçsinler ama kanunları uygulasınlar"
olmuştur." (Şalom Gazetesi, 8 Mart 1989)
"İnançlarından
vazgeçsinler ama kanunları uygulasınlar", bu ifade Yahudi hahamların
Allah'a ne derecede inandıklarını göstermektedir. Hahamların gözünde sapık
Yahudi adetleri Allah inancından daha önemlidir.
Bu yüzden Yahudilerin çoğu, gerçeği görseler dahi asla
dinlerinden vazgeçmezler. Yahudilerin bu tutucu tavrı KUR'AN-ı Azimüş-Şan'da
şöyle anlatılır:
"Kimi Yahudiler,
kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar, dillerini eğip bükerek ve dine
bir hınç besleyerek: Dinledik ve karşı geldik, derler… Onlar az bir bölümü
dışında inanmazlar. " (Nisa Suresi 46)
"Onlardan bir
bölümü Allah'ın sözünü işitiyor, akıl erdirdikten sonra, bile bile
değiştiriyorlardı." (Bakara Suresi 75)
Allah'ın sözlerini bile bile değiştiren, dini öğrenip
anladıktan sonra dinledik ve karşı geldik diyen bir yapının, Allah'a inanıyor
olması da mümkün değildir. Yahudilik, Allah inancı üzerine kurulmadığı gibi,
tam tersine, Yahudileri ilahlaştırmıştır:
"Ben dedim: Siz
İlahlarsınız ve hepiniz yüce olanın oğullarısınız... Kalk ey Allah! Yeryüzüne
hükmet!" (Mezmurlar Bölümü, 82/6-8)
Yahudilerin üstün ırk öğretileri, Allah'ı dahi kendileri
karşısında boyun eğebilecek bir varlık olarak düşünmelerine neden olmuştur:
"Ve dedi; Artık
sana Yakub değil, İsrail denilecek; çünkü Allah ile uğraşıp yendin."
(Tekvin Bölümü, 32/28)
İnsanlara yenilen, mağlup olan bir varlık, tabii ki Allah
olamaz; Bu Yahudi hahamların kendi ateizmlerini Tevrat'a sokmak için
uydurdukları bir kıssadır.
Yahudiler
kendilerini ilahlaştırırken, Allah'a insani vasıflar vermişlerdir.
"Ve günün
serinliğinde bahçede gezmekte olan, Rab Allah'ın sesini işittiler."
(Tekvin, 3/8)
"O zaman Rab,
uyanan adam gibi, şaraptan bağıran yiğit gibi uyandı." (Mezmurlar
Bölümü 78/65)
"Ve Rab,
yeryüzünde adama yaptığına pişman oldu ve yüreğinde acı duydu."
(Tekvin Bölümü, 6/6)
Bu Tevrat ayetlerinde görünen gerçek, Yahudilerin
kendilerini hem milletlerden, hatta Allah'tan bile üstün gördükleridir.
Yahudilere insanüstü vasıflar veren hahamlar, Allah'a insani
acizlikler atfetmişlerdir. Sonuçta "İsrail"
kelimesini, Allah ile uğraşıp yenen manasına getirmişlerdir. (İsrail
kelimesinin gerçek manası Yakub demektir. Ben-i İsrail demek Yakub’un oğulları
demektir.)
Bu da Yahudilerin yaşadıkları dinin, Allah inancına değil,
yalnızca Yahudilerin üstünlüğü melankolisine ve koyu geleneklere dayandığını
göstermektedir.
Yahudi dininin ilginç bir özelliği de ahiret inancına yer
vermeyişidir. 900 sayfalık Tevrat'ın hiç
bir yerinde cennet veya cehennemden bahsedilemez. Tamamen dünya hayatına
yönelik olan Tevrat'ın bu hale gelmesi de, kuşkusuz Hahamların eseridir.
Kuran'ın üçte birine yakın bölümünde ahiret hayatının
anlatılması, gerçek dinde bu konunun ne denli önemli olduğunu göstermektedir.
Şüphesiz, aslında orjinal Tevrat da bu konuyu ayrıntılarıyla
anlatmış olmalıdır. Fakat, ahiret ve dolayısıyla öldükten sonra hesap
verileceği gerçeği hahamların pek hoşuna gitmemiştir. Bu da, bu bölümleri
Tevrat'tan çıkarmalarına neden olmuştur.
Yahudilerin Tevrat'tan ahiret inancını çıkarmaları, dünya
hayatına olan bağlılıklarından kaynaklanmaktadır. Kur'an da bu konu şöyle
anlatılıyor:
"Andolsun, sen
onları (Yahudileri) insanlardan (hatta) müşrik olanlardan ziyade hayata düşkün
bulacaksın. Onlardan her biri arzu eder ki (Kendisine) bin yıl ömür verilsin. Halbuki onun çok yaşatılması kendisini azaptan
uzaklaştırıcı değildir. Allah, onlar ne işlerlerse, hakkıyla görücüdür."
(Bakara Suresi , Ayet: 96)
DEĞİŞTİRİLMİŞ
TEVRAT'TA GAYRİ AHLÂKİ GÖRÜŞLER
Hahamlar Tevrat'a, kendi sapkın görüşlerine uygun olarak,
ahlâkı bozacak emir ve konuları katmayı da ihmal etmemişlerdir. Bu sapık
ayetler, Tevrat'ın orjinal metinlerinden farklı olduğuna da delil
oluşturmaktadırlar. Aile içi cinsel
ilişkiye varan bütün sapıklıklar Tevrat'ta övgüyle anlatılır. Hahamların Tevrat'a ekledikleri Lut Peygamber ve
kızları hakkındaki çirkin iftira, sapık Yahudi adetlerinden olan ensest'i (aile içi cinsel ilişkiyi)
meşru göstermek için uydurulmuştur:
Bunun yanısıra, Tevrat metinlerinde pek çok müstehcen ifade
vardır. Bir ilahi kitapta bulunması mümkün olmayan ifadeler bozulmuş Tevrat'ta
mevcuttur.
Tevrat'ta cinsel sapıklığın övülmesi ve teşvik edilmesi,.
Yahudilerin her türlü sapıklığı rahatça, dini bir ibadet olarak yapmalarını
sağlamaktadır.
(Bkz. Akademi; Bozulmuş Tevrat ve Cinsel Sapıklık)
TEVRAT'TAKİ
TAHRİFLER NASIL YAPILMIŞTIR?
Hiç şüphesiz bu tahrifler bir kısım kimselerin; NEFSİNE ESİR
olmaları ve Şeytana uymaları dolayısıyla, kendi arzularına uygun şekilde ilahi
bir kitabı tahrif etmeleri suretiyle meydana gelmiştir.
Kendi nefislerine esir oldukları ve ahlâken zafiyet içinde
bulundukları için, ahlaksızlıkları rahatça yapabilmek maksadıyla onlara haşa
peygamberler de yapmışlardır gibi, göstermek suretiyle aynı ahlaksızlıklarını
devam ettirmek istemişlerdir. Diğer yandan beni İsrail Tevrat'tan önce kendi
ananelerini, örflerini KABALA adlı
bir kitapta toplamışlardı ve bu KABALA'ya sıkı sıkıya bağlı idiler.
Tamamen üstün ırk saplantısına dayanak hazırlanmış olan
KABBALA'daki görüşlerini TEVRAT gönderildikten sonra da muhafaza ettiler,
kendileri TEVRAT'a uyacaklarına, TEVRAT'ı eski ananelerine uydurmak yoluna
saptılar. Böylece çeşitli hahamların, çeşitli zamanlarda yaptıkları
değişikliklerle TEVRAT'ın içerisinde yukarıda sözü edilen çelişkiler, Allah
inancıyla bağdaşmayacak bir çok yanlış cümleler ve üstün ırk fikirleri TEVRAT'ı
doldurduğu gibi, diğer yandan da ahlâken kabul edilmesi mümkün olmayan bir çok
hususlar da TEVRAT içerisinde yer almış bulunmaktadır.
Bu değişikliklerin Hahamlar tarafından nasıl yapıldığı
hakkında bir fikir elde edebilmek için önce Ben-i İsrail içerisinde Hahamların
nasıl bir mevkiye sahip olduklarına bir bakış yapmakta, sonradan da Ben-i
İsrail'in TEVRAT'tan önce sımsıkıya bağlı olduğu KABALA hakkında kısacıkta olsa
bir fikir sahibi olmakta yarar vardır.
HAHAMLAR
Bozulmuş Tevrat'ın büyük kısmını yazanlar, Yahudilerin
üzerinde tarih boyunca kontrollerini sürdürmüş olan, hahamlardır.
Yahudilerin sapkın görüş ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı
olan hahamlar, orjinal Tevrat'ın getirdiği gerçek dini kabullenmemiş, kendi
inançları doğrultusunda Tevrat'ı da değiştirmişlerdir. Meşhur Mason Hayrullah Örs, Tevrat'ı kimin yazdığı konusunda
şunları söylemektedir:
"Kahinler yazısı
denen kısımlarda, Yahudi şeriatı artık son ve kesin şeklini alır. Bunların bir
hahamlar topluluğunun eseri olduğu anlaşılmaktadır. Bu topluluğun da bütün Musa
kitaplarını (Tevrat'ı) yeniden elden
geçirmiş oldukları bellidir. Ama kendi koydukları kuralları, hep Musa'nınmış
gibi göstermişlerdir." (Musa ve Yahudilik, Hayrullah Örs, sh.36, 37)
Hahamlar, Tevrat'ı kendi inançları doğrultusunda bozarken,
kendi statülerini de korumayı unutmamışlardır. Tevrat'ta hahamlara kayıtsız
şartsız itaat edilmesine dair pek çok ayet vardır. Tevrat'ın çoğu yerinde kahin
olarak geçen hahamlar şu şekilde anlatılmaktadır:
"Levi oğulları,
kahinler yaklaşacaklar, Rabbin onları seçti ve her dava da, her dövüş de
onların sözlerine göre olacaktır." (Tesniye Bölümü, 22/5)
"Ve her kim,
Allah'ın Rabbe hizmet etmek üzere orada duran kahini veya hakimi dinlemeyerek
küstahlıkla davranırsa, o adam ölecektir." (Tesniye Bölümü, 17/2)
Bu şekilde Tevrat'ı kendi inanç ve çıkarları doğrultusunda
değiştiren hahamlar, tarih boyunca Yahudi toplumunu idare etmişlerdir. Bugün
hâlâ İsrail Devleti'nde her iş hahamların sözüne göre yapılmaktadır.
Hahamların Tevrat üzerinde yaptıkları ekleme ve
değiştirmeler, tek orijinal ilahi kitap olan Kur'an'da şu şekilde anlatılıyor:
"Artık (Ey
mü'minler!) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umar mısınız? Halbuki
onlardan (hahamlık eden) bir zümre vardır ki Allah'ın kelâmını (Tevrat'ı) dinlerlerdi
de akılları aldıktan sonra onlar bunu bile bile tahrif (ve tağyir) ederlerdi
(bozup değiştirirlerdi)." (Bakara Suresi, Ayet: 75)
"Artık vay
hâllerine, Kitab'ı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında
satmak için: Bu Allah katındandır, diyenlere. Artık yazıklar olsun elleriyle
yazdıklarından dolayı onlara, yazıklar olsun kazandıklarına." (Bakara
Suresi, 79)
Dolayısıyla Yahudilik, hahamların tutucu ve ırkçı
düşünceleriyle meydana gelmiş bir ideolojidir. Fanatik hahamlar, eski dinlerdeki
sapık inançları Tevrat'a ustaca yerleştirip, bu ideolojiye din süsü
vermişlerdir.
KABALA
"Modern Masonluk
kabalist esasları muhafaza etmiştir. Bundan başka mason sistemleri, tamamıyla
kabalist fikirlere ve ilme dayandırılır." (Çırak Kardeşlik Kolu, no.3,
sh. 13-14)
Kabbala, Tevrat inmeden çok daha önceleri Yahudi ruhban
sınıfının geliştirdiği bir öğretidir. Kabala büyü ve Şeytani güçlerle yani
cinlerle bağlantı sanatıdır.
"Negatif
güçlerin öğretisi" olarak tanımlanan Kabbalizm temelde Şeytan'ın
dininin tüm özelliklerini içerir. Masonluk tamamen kabalist öğretiye dayalıdır:
"Gelenek"
veya "Ağızdan kulağa" anlamına gelen Kabala
"sır" esasına dayalıdır.
Bu sırların tamamı, Jerusalem Lodge
(Kudüs Locası)'nın üç Kabalisti tarafından ezberde tutulur. Kabalistlerden biri
öldüğünde İsrail'in 70'ler Meclisi'nden (Sanhedrin) seçilen bir aday aynı
bilgileri devralır. (Sık sık Adnan Oktar ile aynı fotoğraf karelerinde poz
veren ve Adnan’ı şen şakrak öpüp duran hahamlar 70’ler meclisinden yani Sanhedrin’dendirler. Dünya çapında masonluk,
dünyanın çeşitli ülkelerinde Yahudiliklerini gizleyerek İsrail ve Yahudi
milleti menfaatine çalışan Kripto Yahudiler hatta Mossad ve İsrail devlet
başkanları bile bu 70’ler meclisine bağlıdır. Bu meclis tarafından sevk ve
idare olunurlar.)
"Kabala
kitaplarının metinleri sembollerle doludur, Her devirde, bunların manasını
bilen Üç Yahudi bulunur. Bunlardan ölenin yerine, bir alt kademeden (Sanhedrin,
70'ler Meclisi) en iyisi seçilir, diğer ikisi tarafından sırlara vakıf
edilir." (Türk Mason Dergisi, s.21, sh.1095)
"Sanhedrin
üyelerinin tümü büyü bilmek zorundadır." (Das Reich Satans, Karl R.H. Frick, sh.85)
***
Bütün bu gerçekler , hain ekipleşmeler ve haince faaliyetler meydanda iken hala daha Adnan Oktar’ı bir sembol olarak kullanan bu gizli Yahudi/sabetayist/masonik ekibe karşı devletimizin otoritesini derhal devreye sokmayan kamu görevlileri görevlerini sui istimal etmektedirler. 1999 yılında bu hain çetelenmeye T.C. tarihinin en büyük polisiye terör operasyonunu yaptıran ve elde ettiği bilgi ve belgelerin ardından mesuliyet şuuru ile çıkıp “Adnan Oktar APO kadar tehlikelidir.” Diye kamuoyuna açıklama yapan Dış işleri eski bakanı Sayın Sadettin Tantan yargı önünde dinlenilmeli, ulaştığı bilgi ve belgelere ve Adnan Oktar hakkındaki bunca ispatlı paylaşımlarımıza da bakılarak derhal kamu davası açılmalıdır. On binlerce vatansever gencin Adnan Oktar’ın mason biraderleri olan avukatlar, savcılar ve hakimler eli ile haksızca susturulmalarına da derhal mani olunmalıdır. Adnan Oktar’ın çetesinin Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük terörist yapılanması olduğu ve dış güçlere hizmet edilip ülkemize ihanet edildiği asla ama asla göz ardı edilmemelidir.
Faal, Kara büyü ve Şeytanlarla ilişki kurma ile ilgili bilgileri kapsayan Kabala, Masonik öğretinin temelini oluşturur. Bu nedenle Kabbala'nın teorik ve pratik uygulamaları ile ilgili bilgiler 33 kademeye ayrılmıştır. Kabbala'nın vermeye çalıştığı eğitimin özü ise metafizik güçlerle irtibat kurarak Evrenin Ulu Mimarı, yani Şeytan'ın sırrının tüm manalarını içeren bilgiye ulaşmaktır.
"Kabala büyücülüğün anlamını kavrar. Kabala sayesinde
kara büyü dünya çapında itibar görmüştür." (Das Reich Satans, Karl R.H.
Frick, sh.101)
"Kabala, bilinçaltının kapılarını açan ve ruhu saran
manevi değerlerin dışarı çıkmasını sağlayan anahtardır. Masonluk onu insanın
yaşamı anlaması için gerekli görür." (New Age Mason Dergisi, sayı 77,
sh.31)
"Pratikte Kabala, kötülüklerle ilgilenmenin yolu ve
semboller yoluyla psikolojik dünya üzerinde güç kazanmanın tehlikeli bir sanatı
ve büyüye dayalı bir formudur." (Kabbalah, Tradition of Hidden Knowledge,
Zev Ben Shimon Halevi, sh.12)
Kabbalist eğitimle yetiştirilecek adaylar, Mason Üstad-ı
Azamlar tarafından dikkatle seçilir ve aday, ancak bir kademenin bilgilerini
tam anlamıyla hazmedince diğer bir kademeye geçebilir. Bu taktiğe Masonik dilde
"Uykulu gözlere ışığın yavaş yavaş verilmesi" denir.
TALMUD
Yahudi hahamlar, Tevrat'ı bozup değiştirmekle
yetinmemişlerdir. Tevrat'ta bulunan bütün hükümler hahamlarca biraraya getirilmiş,
detaylandırılmış ve çeşitli eklemelerle açıklanmıştır. Talmud, bu Tevrat
yorumunun, ya da başka bir deyişle tefsirinin ismidir.
Tevrat üzerinde yapılan bu yorum ve açıklamalar, asırlarca
nesilden nesile aktarılmıştır.
Milattan sonra 2.yy.'da bu yorum ve açıklamaları Yahudi
Haham Nasi Yuda, yazılı hale getirerek Talmud'u oluşturmuştur. Bu Talmud iki
kısımdan oluşur. Asıl kısmı oluşturan Mişna ile, yorum kısmını oluşturan
Gamera. Talmud, Yahudi dininde büyük önem taşımaktadır. Okullarda
Tevrat ile birlikte okutulan Talmud, bir yasa niteliğindedir. Yahudilerin kabul
ettiği şu prensipten, Talmud'a ne kadar önem verdikleri belli olmaktadır:
"Her Yahudinin öğrenimini üç kısma ayırması ve üçte
birini Tevrat'ın eğitimine, diğerini Mişna'nın eğitimine ve diğerini de Gemara'nm eğitimine ayırması gerekir." (ibrani Edebiyatı, s. 14)
Hahamlar, Tevrat'taki dünya hakimiyeti ile ilgili hükümleri
Talmud'da genişletmişlerdir. Bütün özlem ve isteklerini bu kitaba sokan
hahamlar, Mesih inancını da Talmud'da detaylı olarak anlatmışlardır.
Bunun yanısıra, Yahudi ırkının üstünlüğü inancı, Talmud'da
çok ayrıntılı olarak işlenmiştir. Yahudilerin üstünlüğü ahiret için de
geçerlidir. Talmud'a göre cehennem ateşi Ben-i İsrail günahkârları ve
hahamların talebeleri üzerinde etkili olmayacaktır.
Talmud, Yahudilerin dünyanın sahibi olduğunu ilan eder.
Talmud'a göre, Yahudi olmayan birisinin malı, onu ilk bulan Yahudi'nindir.
Yahudiler bütün ırklardan üstündür. Diğer milletlerin tohumu hayvan tohumudur.