Eli kelepçeli siyah tişörtlü, beyaz pantolonlu kadın, kedicikler denilen kadınlardan biri değil... Adnanın çok yoğun olarak kullandığı muzır bir avukatı...
Bana neler çektirmişti. Ne iftiralar atmıştı, yazılarımda tahrifat bile yapmış, beni bir an önce tutuklatmak için kendince tutukluluk gerektiren deliller oluşturmuştu ve duruşmada ayağa kalkıp "İşte sayın hakim bu mfs böyle böyle biridir, bakın bunları yazmıştır" mealinde okumuştu.
Duruşmada, hiç beklemiyordu ama bir anda suç üstü yaptım bunu. Birbirine bulama ettiği cümlelerimin hangisinin hangi yazıda nasıl ve ne manada geçtiğini söyledim ve farklı yazılardan bir araya getirilen ve olmadık manalara da getirilen o cümlelerimin arasında bir buçuk sene fark olduğunu söyleyerek "Haydi şimdi okuduğun o cümleleri, aynı senin okuduğun şekilde nerede, nasıl bir arada kullandım, kullandığım/yazdığım yeri göster bana? Benim böyle cümleler kurduğumu ispat et?" dedim. Elinde kağıt, ayakta tahrif edilmiş cümlelerimi okuyup bana pusu kuruyorken öylece suç üstü oldu, sustu kaldı, hiçbir şey diyemedi. Yerine de oturamadı. Ben hakime baktım, bu muzır kadın hakime baktı, hakim bir ona bir bana baktı, derken bu "İspat etmek zorunda da değilim" dedi ve pişkin pişkin oturdu yerine...
Ben yine hemen hakime baktım, hayatımda ikinci kere hakim önüne çıkmıştım. Birincisi ondan birkaç gün önceydi ve kadın hakimdi ve sinir hastası olmuş, acınacak haldeydi. Bağırıp nerede ise çığlıklar atacak halde sözde duruşma yapmıştı. Bu ikinci seferinde de hukuk tecrübem yoktu ve sonradan öğrendim ki bu sözde avukatın yaptığı ağır suçtu. Lakin hakim saniye sarsılmadı ve lafı kıvırıp hiç sorun etmeden yoluna baktı. 29. sulh ceza mahkemesi idi orası ve hakimi Muharrem Ballı idi. Daha sonra aynı Muharrem yüzünden içeri de düştüm. Şu manzaraya rağmen utanmadan bir de bana akıl verip nasihat etmeye kalkmıştı Muharrem Ballı...
O da bu kapsamda yargılanmalı. Kimseyi suçlamıyorum, kimin suçlu olduğuna adalet sistemi karar verir ama bence bu örgüt yüzlerce hakim ve savcı satın aldı. Muharrem Ballı ya da diğerleri karşımda gerçek hakimler gibi dursalardı, bu örgüt o günlerde yani bundan 5-6 sene önce çökertilmişti. "Sayın hakim, bunları yaptığı hak arayışı değil. Bu kaçıncı şikayet, bu kaçıncı duruşma? Yüz tane daha mı dava açacaklar? Buna izin vermeyin" demediğim bir hakim de yok. Hepsi de yargılanmalı.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
BU YAYINIMIZI SOSYAL AĞLARDA PAYLAŞMAYIN, çünkü CIA SANSÜRLEYECEK ve kimse görmeyecek.
Bizi, gerçek sahibi CIA olan Facebook başta olmak üzere, Amerikan sosyal ağlarının ve video kanallarının hiçbirinde sağlıklı/sansürsüz/özgür bir şekilde takip edemezsiniz. Senelerdir sansürleniyoruz ve bunu yüzlerce somut teknik delil ile, ayrıca binlerce kişinin şahitliği ile ispat edebiliyoruz. Buradaki yayınlarımızı/videolarımızı da Amerikan sosyal ağları üzerinden yaymayı başaramazsınız.
BİZİ TELEGRAM GRUBUMUZDAN TAKİP ETMELİSİNİZ
Paylaşımlarımızı anında görüp takip etmenin tek sağlıklı yolu Telegram grubumuza üye olmanızdır. WhatsApp'ın da gerçek sahibi CIA'dır ve Telegram, WhatsApp'ın alternatifi olan bir yazılımdır, bize has ve tarafımızdan üretilen bir yazılım değildir. Dünyada, onlarca devlette yüz milyonlarca kişi tarafından güvenle kullanılır. Güncel paylaşımlarımızdan anında haberdar olmak için www.telegram.org adresinden, kullandığınız cihaza uygun olan bir uygulamasını kurup, şuradaki Telegram kanalımıza takipçi olabilirsiniz: http://www.t.me/AkademiDergisi