 |
Bozulmuş Tevrat’tan kan donduran sapıklıklar ve Adnan Oktar |
Daha dün denilebilecek tarihe kadar gizli ve hain bir Yahudi
olduğu, hem anne tarafından hem de baba tarafından Yahudi soyundan geldiği
iddialarını yalanlayan, bu iddiaları dile getiren bizleri yalancılık ve
müfterilikle suçlayan, uydurma bir şecere ile kendini Seyyid ilan eden sahtekar
Adnan Oktar, art arda yaptığımız belgeli ve ispatlı/delilli yayınlarımızın
ardından, kendisine masonlar tarafından
kurulan A9 TV’ye çıkıp “Yahudiyim.
Ben-i İsrailim.” Diye itiraf edip
kabul etmek zorunda kaldı.
Biz şimdi ona, “E o zaman, bu güne kadar
Yahudiliğini inkar ederken mi yalan
söylüyor ve sahtekarlık yapıyordun ve bizleri müfteri konumuna
düşürüyordun, Yoksa şimdi söylediklerin
mi yalan? Yada senin kaç sözünden ve iddiandan kaçı doğru? Yada senin
hayatındaki doğruları saysak kaç madde eder?” diye sorma gereği
duymuyoruz. Aslında Adnan Oktar’a
harcanan her saniyenin heba olduğunu düşünüyoruz. Ama onu bir maskot bir sembol
olarak kullanan Masonik, Sabetayist ve Kripto Yahudi kadronun kolay pes
etmeyeceğini ve çok ama çok derin bağlantıları ile çok çok büyük ihanet
projelerini uyguladıklarını gördükçe de bu çift kimlikli hainlerle mücadeleyi
vazife biliyoruz.
Bu yetmiş küsur milyonluk ülkemizde, bunca milletimizi,
istedikleri gibi sürüp sevk edebilecekleri koyunlar sınıfında , hatta daha
basit bir ayarda görmelerinin ve herkesin önündeki aleni ihanetlerini hala devam ettirmek istemelerinin
faturalarını en kısa zamanda ve en ağır şekilde ödeyeceklerinden en ufak bir
endişe duymuyoruz. Devletimizin istihbarat birimlerinin, emniyet güçlerinin ve
özellikle yargı kurumlarının işlerini kolaylaştırmak adına bu çetenin bir
ihanetini daha ilmi ve delilli olarak ispat etmek istiyoruz.
Bütün bu ispatlı paylaşımlarımızı inceleyecek olan resmi
kurumlarımızın, bu kripto Yahudi çetenin, Müslüman kılığına girerek ülkemizdeki Müslüman nüfusun inanç esaslarını
Yahudilik ve İsrail menfaatine uygun şekilde değiştirmek istediklerini ve nüfuz/tesir ajanlığı yaptıklarını
derhal göreceklerinden de endişe
duymuyoruz.
Türkçemizde güzel bir atasözü var;
“Deveye sormuşlar boynun niye eğri diye. Nerem düzgün ki? Demiş” şeklinde.
İşte Adnan’ı oynatan ve onu Mehdilik
iddiası ile çok büyük ve sapkın bir akım kurmaya teşvik edenlerin, İslam
dininin hemen her hususunu, hatta en temel ve en meşhur hususlarını bile
bozmaya, eğriltmeye çalıştıkları, neredeyse düzgün bir husus bırakmayacakları
görülüyor. Tesettürü inkar, ameldeki dört hak mezhebi
inkar, namazı üç vakite düşürmek, çırılçıplak namaza fetva vermek, affınıza
sığınarak yazıyoruz ama cemaat içindeki kadın ve erkek müridlerin nikahsız
olarak birbirleri ile anal ve oral ilişkiye girmelerine fetva vermek, bunu
haram ve zina olarak görmemek, bu ilişki sırasında normal bir ilişki yapılmasına
mani olmak için, yine cemaat mensubu birini bu ikiliye şahit tutmak. Ve daha tek tek sadece konu başlıklarını
yazsak yüzlerce madde tutacak türlü türlü sapıklık, sahtekarlık ve ihanet…
Biz bunca kasıtlı yanlışın arasında çok önemli gördüğümüz
bir hususa dikkat çekmek istiyoruz. Son zamanlarda hemen her fırsatta, Kur’an-ı
Kerim’deki manası apaçık ayeti inkar ederek, yine konu ile alakası olmayan
ayetlere bilerek bozuk manalar vererek, şu anda Yahudilerin kutsal kitap olarak
inandıkları bozulmuş Tevrat’ı bu Müslüman millete hak kitapmış gibi göstermek
ve bunu da kendilerince Kur’an ile ispat etmek istiyorlar. Zaten İslam
davasının içine sızmış gizli Yahudi cemaatinden de bu beklenir. Aklımızın almadığı, bu arkadaşlar neyin
kafasını yaşıyorlar da bu koskoca milleti, ülkemizdeki bunca ilim ehli değerli kalem sahiplerini
nasıl hiç sınıfına koyabiliyorlar ve bu projenin tutacağına ve bunca milleti
kandırabileceklerine inanıyorlar.
Bakınız, Allahü Teala, sadece şu ayette, Adnan Oktar’ın ve
onu oynatan hain çetenin sahtekarlıklarını yüzlerine vuruyor ve Yahudilerin
kendilerine Allah tarafından, Kur’an’dan önce gönderilen hak Tevrat’ı
bozduklarını ve şu anda ellerinde
bulunan Tevrat’ın muharref/tahrif olunmuş/bozulmuş olduğunu bildiriyor. "Artık
(Ey mü'minler!) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umar mısınız? Halbuki
onlardan (hahamlık eden) bir zümre vardır ki Allah'ın kelâmını (Tevrat'ı) dinlerlerdi
de akılları aldıktan sonra onlar bunu bile bile tahrif (ve tağyir) ederlerdi
(bozup değiştirirlerdi)." (Bakara Suresi, Ayet: 75)
Konu ile alakası olmayan ayetleri gündeme getirerek ve
bunlara kasıtlı olarak yanlış mana vererek , milyonlarca temiz inançlı ehli
sünnet müslümanının itikadını bozmak ve ebedi hayatlarını/saadetlerini çalmak
ayrıca dünyada da büyük bir hezimete düşürmek isteyen Adnan Oktar ve çetesi, bu
ayeti görmek bile istemiyor. “Ama bakın, Kur’an’ın şu ayette bildirdiğini,
Tevrat da şu kısımda bildiriyor. Birbirlerini tamamlıyor.” Mealinde
cümleler kuruyorlar. Biz de diyoruz ki; “Tevrat, Kur’an-ı Kerim gibi Allah’ın korumasında
değildi. Yani Allahü Teala hak olan Tevrat’ın, Zebur’un ve İncil’in,
zamanlarının insanları tarafından bozulmalarına müsaade etti ve bu da bir çeşit
imtihan oldu . Ama Kur’an’ı koruyacağını bildirdi ve korudu. Koruyor. Koruyacak. Tevrat’ın bozulması demek, illa ayetlerinin tamamı bozuldu demek değildir.
Bozulmuş Tevrat’ta da bazı ayetlerin gerçek ayetler olduğunu büyük İslam
alimleri tesbit ve izah etmişlerdir. Ama geçelim bunların yani az sayıdaki
ayetlerin bozulmamış oluşunu, bütün Tevrat bozulmamış olarak elimizde olsa bile
hiçbir önemi yok. Zira Kur’an-ı kerim, kendisinden önce gelen bütün hak
kitapları ve şeriatları nesh etti/hükümlerini kaldırdı. Daha da açık ifade ile
de izah edersek, ‘Falanca yerde yapılan kazıdan şu kadar bin yıllık Tevrat
bulundu. Bu bulunan Tevrat, Tevrat’ın bozulmamış hali.’ Deseler bile bizde hiçbir heyecan olmaz. Zira biz zaten elimizde
olmasa bile Tevrat’ın bozulmamış haline, hak olan haline inanıyoruz ve elimize
geçse bile onunla amel etmiyoruz. Çünkü Kur’an-ı Kerim, kendisinden önce gelen
hak kitapların hükümlerini sonlandırdı. Mesele bu kadar açık ve net. Hazreti
Peygamberimiz (s.a.v) ‘Vallahi Musa gökten aranıza inse ve siz beni bırakıp
ona tabi olsanız dalalete/sapıklığa düşersiniz.’ Diye buyurdu ashabına… Hal böyle iken ve siz de bütün ama bütün
Müslümanların ittifakla 1400 küsür
senedir böyle inandıklarını biliyorken, bile bile yalancılık ve sahtekarlık
yapmanızın sebeb-i hikmeti nedir? Sizden bunu talep eden merci kimdir? Mossad
mı? Sanhedrin hahamları mı? Size yüz milyonlarca doları kara kaşınız, kara
gözünüz için mi veriyorlar? Şimdi, ispat
edilebilen türlü türlü adi suçlarınıza, binbir çeşit yalan beyanlarınıza, türlü
türlü ilmi sahtekarlığınıza, takım olarak gizli Yahudiler olduğunuza cevap
veremeyip de bunları ispat edenlere haksız ve iftira niteliğinde davalar
açmanızı size kim öğütlüyor?”
Bir de değerli okurlarımız!
Bu sahtekar ve kasıtlı olarak yalan ve ihanet ettikleri bin
bir türlü ispat edilebilen kripto çetelenmenin bozulmadığını iddia ettikleri
günümüzdeki Tevrat’a bir bakalım mı? İnceleyip görelim mi, ne kadar sapkınca
inançların ayet diye konulduğunu ve görelim mi dünya üzerindeki terörün yüzde
doksan dokuzunun sebebinin bu hahamlar tarafından bozulan ama Yahudiler
tarafından hala hak kabul edilen Tevrat olduğunu? Ve görelim mi “Yahudiler bizim kardeşlerimiz. Tertemiz
insanlar onlar. Peygamber soyu onlar.” Diyen ve her fırsatta on milyonlarca
müslümanın itikadını bozmaya çalışan Adnan’ın ne denli pervasız bir yalancı ve
hain olduğunu? Yalancılığını ve
hainliğini iddia etmenin hakaret değil hakikati ifade etmek olduğunu? Gizli Dünya Devleti isimli eserden
alıntılıyoruz, İşte size muharref/bozulmuş Tevrat, işte size kardeş gibi
gösterilmek istenilen Yahudilerin insanın kanını donduran, insanlık dışı sapkın
inançları…
***
VAHŞET
Fanatik hahamlar, Tevrat'ı değiştirirken, kendilerinin üstün
ırk olduğu düşüncesinin yanısıra, diğer bütün milletlere karşı kin, nefret ve
intikam hislerini de Yahudi dinine sokmuşlardır. Bu kine dayalı sapık ideoloji,
tarih boyunca, Yahudilerin, sayısız katliam ve vahşet eylemi yapmalarına sebep
olmuştur.
"Ve Allah'ın Rab
onları senin önünde ele vereceği ve sen onları vuracağın zaman; onları tamamen
yok edeceksin; onlarla ahdetmeyeceksin ve onlara acımayacaksın."
(Tevrat Tesniye Bölümü, 7/3)
"Şimdi git...
onların herşeylerini tamamen yok et ve onları esirgeme; erkekten kadına,
çocuktan emzikte olana kadar hepsini Öldür." (Tevrat, I.Samuel Bölümü,
15/3)
Değiştirilmiş Tevrat'ın içerdiği emirler, bildiğimiz dini
kitaplardaki öğretilerden çok farklıdır. Asıl dinin emirleri adalet, sevgi,
iyilik ve hoşgörü iken, Tevrat, pek çok
sapıklığın övüldüğü ve emredildiği bir vahşet kaynağıdır. Ensest (aile içi
cinsel ilişki), tecavüz, insan katliamı, işkence, üstün ırk inancı gibi pek çok
sapkın görüş ve emirler Tevrat'ın içeriğini oluşturmaktadır.
Bu, kuşkusuz orijinal Tevrat'ın içinde olmayan fakat
sonradan eklenmiş bölümlerden kaynaklanmaktadır.
Tevrat'ın büyük bölümünü yazanlar, Yahudi toplumunu bugün
olduğu gibi Hz.Musa'dan sonraki dönemlerde de yönetmekte olan Kabbalist
hahamlardır. Yahudilerin üstün ırk oldukları ve onlara ait olan dünyanın diğer
milletler tarafından gasp edildiği inançlarının temelini Kabbala
oluşturmaktadır.
Hahamların, Kabbala'nın içerdiği bu sapkın inanışlara olan
bağlılığı, Tevrat'ı da bu görüşler doğrultusunda bozmalarına yol açmıştır.
İşte bu tahrifat,
vahşeti Yahudi dininin bir gereği haline getirmiştir. Hahamlar fanatik ve
sadist görüşlerinin tümünü Tevrat'a ustaca yerleştirmişlerdir. Bu sayede Yahudi
dininin emirleri, asırlardır süren bir kin ve nefreti ve akıl almayacak
katliamları içermektedir :
"İşte benden ve
miras olarak sana milletleri, mülkün olarak yeryüzünün uçlarını da vereceğim.
Onları demir çomakla kıracaksın; bir çömlekçi kabı gibi onları
parçalayacaksın." (Tevrat,
Mezmurlar Bölümü 2/8-9)
"Ve Allah'ın
Rabbin sana teslim edeceği bütün kavimleri bitireceksin, gözün onlara
acımayacak. (Tevrat, Tesniye Bölümü, 7/16)
YAKMA
"Onları ateş
yakacak. Alevlerin elinden canlarını kurtaramayacaklar." (Tevrat,
İşaya 47/14)
Tevrat'ın "acıklı
ölümlerle ölecekler" (Yeremya Bölümü, 16/4) ifadesinde anlattığı
işkencelerden birisi de insanları yakarak öldürmedir. Tarihte siyonistler
fırsat bulduklarında bu korkunç yöntemi uygulamışlardır.
KAN İÇME
"Et yeyin ve KAN
İÇİN yiğitlerin etini yiyeceksiniz ve dünya beylerinin KANINI İÇECEKSİNİZ...
SARHOŞ OLUNCAYA KADAR KAN İÇECEKSİNİZ" (Tevrat, Hezekiel Bölümü
39/18-20)